Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş, bugün “Akademiye bulaşan yolsuzluk” başlığıyla bir köşe yazısı yayımladı. Yazısında Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO) Raporu’nun milletvekili, hâkim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi konusundaki tavsiyelerin yerine getirilmesi konusunda Türkiye’nin kötü bir performans sergilediğini paylaşan Sarıtaş şunları yazdı;
“Geçtiğimiz ay yayınlanan Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO) Raporu’nda, Türkiye’nin milletvekilleri, hâkim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi konusundaki tavsiyeleri yerine getirme performansının yine kötü olduğu uyarısında bulunulduğu medyada yer aldı. Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren GRECO 2022 yılı raporunda Türkiye, 48 ülke içinde tavsiyeleri yerine getirme konusunda başarısız olan 10 ülke içinde yer almış. Rapora göre Türkiye 2022’de GRECO tarafından milletvekili, hâkim ve savcılarla ilgili yapılan 31 tavsiyenin ortalama yüzde 51.6’sını yerine getirmemiş, yüzde 38.7’sini kısmen yerine getirmiş ve yüzde 9.7’sini ise tamamen uygulamış. Rapor, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelede sınıfta kaldığının ortaya konulması malumun ilanı oldu.
Son zamanlarda yaşanan basın özgürlüğü üzerindeki baskılar, haksız tutukluluklar, güzellik merkezleri aracılığı ile aklanan kirli paralar ile aklın alamayacağı kadar elde edilen zenginlikler, sporda çok bilinen antrenör ve oyuncuların karıştığı bir bankanın aracılık ettiği büyük vurgun ve soygun, dünyanın pek çok ülkesinin mafya lideri ve çetelerinin Türkiye’ye yerleşmeleri ve aralarında çıkan kanlı çatışmalarla birinin öldürülmesi, zaman zaman bunların yakalandığına ve suç örgütlerinin çökertildiğine dair İçişleri Bakanlığı tarafından basına yapılan açıklamalar ile ülkede ne çok suç örgütünün barındığını gösteren haberler, ne olursa olsun daha fazla zengin olma hırsı ve paranın tüm ahlaki değerlerden önde olduğu günümüz Türkiye’sinde nedense bu sınıfta kalma bizleri hiç şaşırtmadı. Dahası devleti yönetenler bu konuyu görmezden gelmekte ya da sadece vitrin önündekiler göstermelik tutuklanıp sorunun kökenine inmeye gerek bile duyulmamakta.”
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİNDE USULSÜZLÜK
Yazar Sarıtaş, Pamukkale Üniversitesi’nde yabancı uyruklu öğrencilerin belli bir ücret karşılığında tıp ve diş hekimliği fakültelerine sınavsız bir şekilde kayıt olduğunu yazdı. Yazar yazısında süreci şu şekilde kaleme aldı;
“Tüm bu yolsuzluk olayları yaşanırken bir de ne görelim işin ucu akademiye uzanmış. Yok bu kadarı da olmaz denilecek bir haber “Pamukkale Üniversitesi’nde, yabancı öğrencilerin tıp ve diş hekimliği gibi fakültelere usulsüz kaydedildiği tespit edildi.” Usulsüzlüğün nedeni puanı yetmediği halde para karşılığı tıp ve diş hekimliği gibi insan sağlığı ile ilgili iki çok önemli fakülteye yabancı uyruklu öğrencilerin kayıt edilmesi. İşlem aracı kurumlar ile üniversite arasında gerçekleştiriliyor, öğrenci işleri memuru rüşvet ile kontenjandan fazla öğrenciyi kaydediyor, konu anlaşılınca memurun görevine son verilip kontenjan fazlası öğrencilerin kayıtları siliniyor. Kamuoyunun skandaldan haberi tıp fakültesine kayıt yaptıran, ancak kaydı silinen ve başarılı olduğunu ileri süren Irak uyruklu bir öğrencinin dava açması ile oluyor.
Yerel mahkeme üniversitenin en tepesindeki yönetici olan rektör hakkında dava açmak için YÖK’ten izin istese de bu reddediliyor. Daha sonra kamuoyu baskısı ile YÖK buna izin veriyor ancak rektör hâlâ görevinin başında. Yani sorunun kökenine yine inilmiyor ve gündeme bir futbol kulübünün başkanının hakem dövmesi gibi başka konular servis edilerek bu önemli konu da halının altına süpürülüyor. Durum böyle olunca Türkiye hemen tüm kurumları ile yolsuzluk çukuruna her gün biraz daha batıyor.”