Gazeteci Sibel Arna’nın YouTube programı ‘Ne Olursan Ol Rahat Ol’un 17’nci bölüm konuğu, ilk kez anne olmak için gün sayan ünlü oyuncu Gonca Vuslateri oldu.
22 Aralık’ta vizyona girecek, senaryosu kendisine ait olan ‘Cenazemize Hoşgeldiniz’ filmi ile ilgili konuşan Vuslateri, film vizyona girmeden önce sürpriz bir şekilde hamile kalmasını da ekleyerek; “Bence dünyanın gerçek delice şeyleri başıma geliyor” dedi.
İşte Vuslateri’nin açıklamalarından satır başları…
“BEN KENDİ İÇİNDEKİ KARANLIĞI ESPRİ İLE BİRLEŞTİREN BİR KADINIM”
37 yaşına bastım. Bir film yazmanın ardından, bir çocuk yapmak gibi dünyanın gerçek, en büyük delice şeyleri başıma geliyor son zamanlarda. Gerçek üretim. Her şeyin kendi gerçekliği ile var olduğu bir süreç. Ben kendi içindeki karanlığı, depresif boyutları espri ile birleştirip öyle yüzleşen bir kadınım. Çünkü buna gülmedin mi bu lanet olası şeyden çıkamazsın. Bir büyüğüm bana ‘kötüyü şaşırt’ derdi. ‘Kötü iyiye çevrilmez, kötü kötüdür ama şaşırtırsan müdahalesi azalır’ diye de eklerdi. Vasfiye teyzenin ‘Ne çektin be’ hikayesi de böyle bir şeydir.
“Senaryosunu yazdığım film vizyona girmeden önce ben de başka bir vizyon belirdi. Ben gösterime erken girdim. Sürpriz bir aşk, ilişkimin beşinci ayında sürpriz bir gebelik. Ünlülük dünyasından uzak, ailenin mahremiyetine hizmet eden bir ilişkim oldu. Kalakaldım, çünkü evlilik düşünmüyordum. Ama 37 yaşındayım ve hormonel olarak yavru fillere bile analık yapasım geliyordu. Hazırda bekleyen bir kucağın içi doldu. Ve babalık vasfını doğru yere getirebilecek ve hali hazırda mükemmel baba olan biri Levent.”
“BİR NOKTADA EVLENECEĞİZ”
Evlilik konusuna gelince, çocuğun yasal hakları için her şeyden önce aile hukukunun üstünlüğüne inanan birisiyim. Bir noktada evleneceğiz. Ama abi ben zaten evliyim. Şu an düğün yapsak hoplayıp zıplamayacağım. Deli misiniz, divane misiniz? Belki çocuğum kendi düğünüme gelecek. Sizin deli dolu Gonca’nız, sizin toplumdaki anlayışlarınızı ne vakit incitti de kılıçları çektiniz birden?
“Bir kızım olacak. Ben ciddi bir ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ hayranıyım. İsmi Asya olursa hiç şaşırmam kendime. Hayat koymayı düşündüm ama eşim ‘Ben bu hayatın…’ ile başlayan küfürleri hatırlattı. Vazgeçtik. Eşim medya gündemin bir parçası olmak istemiyor. Çok şükür açılışlar, davetler hiç tarzı da değil. Zamanı gelince bir gün bir yerde görünür. Bu onun kendine kalmalı bence. Sektörle alakası olmayan birini saçma sapan ortamlara sürükleyemem. Google’da çıkmak istemiyor, ışıklar tepesinde olsun istemiyor, öyle bir hayat seçmemiş. Bir aşk seçmiş, niye bunun böyle bir bedeli olsun? Levent memur bir adam yani. Ben görünmek istememesine çok saygı duyuyorum.”
“İBRAHİM TATLISES HALİME BAKIP AĞLAMIŞTIR”
İbrahim Tatlıses çok sıradışı bir ses. Şu anda İbrahim Tatlıses’le ilgili bir gündem var, ‘o çok iyi bir ses ama şöyle biri’ diye. Bu hiç bir zaman bitmeyecek, bunu biliyoruz. Ama ekrana çıktığımda İbrahim Tatlıses’le ilgili konuştuğumda iyi özelliklerini konuşurum çünkü iyi özellikleri vurgulamak iyiyi çoğaltır. Sanatçıların yaptıkları işlerle Karakterlerini ayrı tutmak gerekiyor. Tutmazsak çok hayal kırıklığına uğrarız. Michael Jackson, Woody Allen, Bill Cosby bunlara örnek. Maalesef hastalıklı iç dünyalar var. Yaşamımın en şok edici deneyimlerinden biriydi İbrahim Tatlıses’in sette birazdan ne olacağını bilmesi. 19 yaşındaydım tanıştığımızda, diyaloğumuz hiç kopmadı. Benim onun evinde daha çok sinir krizi geçirmişliğim vardır. Masalara vura vura delirmişimdir, o da halime bakıp ağlamıştır. Oradan da hiçbir şey olmamış gibi çıkartmıştır beni.